31 Mayıs 2007 Perşembe

seçim senin...

Genç bir Yönetici, yeni Jaguar'ı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca,
bir mahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola
fırlayan bir çocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına
vermişti.
Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı
durana kadar geçen mesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni
arabasının yan kapısına büyükçe bir taş çarptı.
Adam hızlıca frene yüklendi ve taşın fırlatıldığı boşluğa doğru
geri geri gitti.
Sinirlenmiş olan genç adam arabasından fırladı ve taşı atan çocuğu
sıkıştırdı.
Bunu yaparken de bağırıyordu: Sen ne yaptığını sanıyorsun serseri?
Bu yaptığın ne demek oluyor? O gördüğün yepyeni ve pahalı bir araba ve
attığın o taşın mahvettiği yeri düzelttirmek için kaportacıya bir sürü
para ödemek zorunda kalacağım. Neden yaptın bunu?"
Küçük çocuk üzgün ve suçlu bir tavır içindeydi.
"Lütfen amca, lütfen kızmayın. Ben çok üzgünüm ama başka ne
yapabilirdim,bilemedim. Taşı attım, çünkü işaret etmeme rağmen
diğer arabalar durmadı."
Çocuk, gözlerinden süzülen yaşları elinin tersiyle silerek park
etmiş bir aracın arkasına işaret etti. "Abim orada. Yokuştan aşağı
yuvarlandı ve tekerlekli sandalyesinden düştü ve ben onu kaldıramıyorum."
Çocuğun şimdi hıçkırıklardan omuzları sarsılıyordu ve şaşkın adama sordu:
"Onu kaldırıp tekerlekli sandalyesine oturtmama yardım edebilir
misiniz? Sanırım abim yaralandı ve benim için çok ağır."
Genç yönetici ne diyeceğini bilemez halde boğazındaki düğümden
yutkunarak kurtulmaya çalıştı. Yerde yatan sakat çocuğu kaldırıp
tekerlekli sandalyesine oturttu, cebinden temiz ve ütülü mendilini
çıkartıp,çeşitli yerlerinde oluşmuş ve kanayan yara ve sıyrıkları
dikkatlice
silmeye çalıştı.
Bir şeyler söyleyemeyecek kadar duygulanmış olan genç adam,
abisinin tekerlekli sandalyesini iterek yavaş yavaş uzaklaşan çocuğun
ardından bakakaldı.
Jaguar marka arabasına geri dönüşü yavaş yavaş oldu ve yol ona çok
uzun geldi.
Arabanın yan kapısında taşın bıraktığı iz çok derinve net görülür
şekildeydi ama adam orayı hiç bir zaman tamir ettirmedi.
Oradaki izi, şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:

Hiç bir zaman yaşamın içinden, seni durdurmak ve dikkatini çekmek
için birilerinin taş atmasına mecbur kalacağı kadar hızlı geçme.
Allah ruhumuza fısıldar ve kalbimizle konuşur. Bazen, onu dinlemek için
vaktimiz olmuyorsa, bize taş fırlatmak zorunda kalır.
Fısıltıyı dinle veya taşı bekle.
Seçim senin
______________________________________________

Mavi forum

0 yorum: